Bloğu ve beni önceden beri tanıyanlar eski iş yerimi bilirler. O zamanlar patronumuz Aga’nın dahiyane fikirlerini Mazda Hikayesi’nden anımsayacaklardır.

Bundan sekiz sene önce çalıştığım lpg montaj servisine ara sıra Aga’nın bir arkadaşı uğrardı. Mümtaz isminde, 33 yaşlarında, esmer, yakışıklı, cin fikirli bir arkadaştı. Lpg servisindeki çalışanları etrafına toplayarak kalabalık bir akşam şu hikayeyi anlattı:

“Bir gün benim uçakla (kartal slx) trafikte akıyorum. Dörtyol ağzına geldim baktım kırmızı ışık, altımda kuduz gibi kartal gti durur muyum, bastım tabii… İleride çevirme varmış. Bir üzüldüm, içim cız etti. Sağa yanaştım. Başladım yalvarmaya… “Ağbi gözünüzü seveyim, yemin ederim görmedim. Kulağımı Kerim çarpsın görmedim, görsem durmaz mıyım abicim…”

Polislerden biri demez mi: “Yahu nasıl görmedin? Gece lambası deyil ya bu! Aha koskoca lamba, aha da kırmızı ışık!”

“Abicim onu gördüm; görmez olur muyum? Ben sizi görmedim canım abim. Yoksa durmaz mıyım?..

“!!!” Polisler şaşkın şaşkın baktı. Hafif de sırıtarak, yürü de hadi Allah’ından bul.” diyerek gönderdiler beni…

İşte Mümtaz abi böyle bir adamdı. Hem yakışıklı, sempatikli, hazırcevap, hem haşarı ve oro*pu çocuğu…

Abimiz ılık bir sonbahar sabahı dükkanda yaverlerini de yanına almış hararetli bir sohbet ediyordu. Yanında işyeri çalışanlarından üç kişi ağızlarını açmış onu dinliyorlardı. Ben ve blendırın geldiğini görünce aslan pençesinden kurtulan ceylan gibi sevindi ve oturmamız için yer gösterdi. Şimdi ondan dinleyelim:

“Arkadaşlar dahiyane bir fikrim var. Bu fikir için aylardır sürekli düşünüyor ve çalışıyorum. Kime danıştıysam bana hak verdi. Bazı yaşlılarımız alnımdan öperek beni tebrik etti ve bunu ancak benim başarabileceğimi söylediler. Bu fikrim çalınmasın diye geceleri uyumuyorum. Bazı günler çok uykum geldiğinde odamın kapısını kilitliyorum ki rüyamda sayıklarsam evdekiler bu dahiyane fikrimi öğrenip benden önce zengin olmasınlar. Bazı geceler uyumadığımdan onun yerine gündüzleri uykuya dalıyorum. Ancak uykumda konuştuklarım duyulmasın diye kulak tıkacı kullanıyorum.”

“Ama bu müthiş fikri size açıklayacağım. Çünkü birlikte yapacağımız bu eşsiz makine ile ancak dünyanın hakimi olabilir, Mars’a neyim füze, roket, mekik fırlatabiliriz.”

“Şimdi benim fikrim şöyle: Bir motor bulacağız. Motor dönmeye başladığında voltajını ölçeceğiz. 3kw motor döndükçe 10kw alternatörü döndürecek. Ölçümlerde gördük ki alternatör iki faz arası 400 volt enerji üretiyor. Elektrikçi “Alternatör boşta abi bunda Mikrosoftluk bi durum yok. Yükleyelim bi görelim dedi. Gittik 2 tane “Ufo” aldık. Birini tam karşımıza bağladık, öyle ısıttı ki g*tümüz bişdi. Ardından ikincisini denedik ve onu bağladık. Ama ikinci ısıtıcıyı açında motora bir haller oldu; hızı neyim düştü. Hemen kapattık ısıtıcıları. Şimdi motor eski düzen devam ederek dönüyor. Bir ısıtıcı ile müthiş elektrik enerjisi elde ettik. Yani bu şekilde sonsuz enerji üretebiliyoruz. Nasıl fikir ama? Bu işi yapabilirsek Bill Gates kapıcımız olur!”
Odada büyük bir sessizlik oldu. Herkes birbirine bakıyordu. Sessizliği blendır şöyle bozdu:

“Erke dönergeci” gibi yani! Evet, ilginç. Peki; Termodinamik Kanunları der ki;

Madde 2: Bir ısı kaynağından ısı çekip buna eşit miktarda iş yapan ve başka hiçbir sonucu olmayan bir döngü elde etmek imkansızdır.

Madde 3: Bu yasa neden bir maddeyi mutlak sıfıra kadar soğutmanın imkansız olduğunu belirtir. Sıcaklık mutlak sıfıra yaklaştıkça bütün hareketler sıfıra yaklaşır.

Ayrıca kinetik ve statik sürtünme kuvvetlerini de unutmamak gerekir.”

Herkes Mümtaz abiye bakıyordu. Mümtaz abi gözlerini belertip önündeki boyozu ısırdı. “Yauw, ben bunu hiç hesaba katmamıştım.” dedi.

“Ama dur bak hele,” dedi. “Daha iyi bir fikrim var. Şimdi gidip iki tane “Ufo” satın alsak. Her birini evde yatak odasına bağlasak. Karşılarına da bol bol boy aynası koysak. Odanın her yerini böyle aynalarla dolduracağız. Böylelikle ne olacak, sürekli aynaların karşısında kalan ufolar sonsuz döngüye girecek ve yüzlerce hatta binlerce ufo odayı ısıtacak. İşte sonsuz enerji!.. Yanlış mıyım?”

Herkes ışık hızıyla masadan kalktı. Evet; belki Mümtaz abi herhangi bir enerjiden sonsuz yararlanamıyordu. “Mantık sizi A noktasından B noktasına götürür. Hayal gücü ise her yere.” diyen Einstein’ı tanımıyordu. Fakat şüphesiz “Mantık sizi A noktasından B noktasına götürür. Halay ise heryere.” diyen Mahmut Tuncer’e hiç olmadığı kadar da yakındı.

Bunları neden mi yazdım? Şirketimizde parlak zekalı bir arkadaş yeni bir fikri teorik olarak ortaya attığında ve pratiğe dönüştürmenin mümkün olmadığı durumlarda, Mümtaz abi olayı çok şaka konusu yapıldı. Hatta bu şakalaşmalar o kadar abartıldı ki; ben de şirketimize sahte bir özgeçmiş ilanı ile başvuru yapmak durumunda kaldım.Yarattığım eylenceli cv ve profili de sizlerle paylaştım. Umarım beyenirsiniz…

Doktrin: “Mantık, sizi A noktasından B noktasına götürür, halay ise her yere.” – Mahmut Tuncer